28 NİSAN 2025
Yazı Boyutu - 14 +

Odamız Nisan Ayı Meclis Toplantısı Meclis Başkanı Ahmet Arif Mete Başkanlığında Gerçekleştirildi

Odamız 2025 Yılı Nisan Ayı Meclis Toplantısı Meclis Başkanı Ahmet Arif Mete Başkanlığında gerçekleşti. Meclis Başkanı Ahmet Arif Mete, Meclis üyeliğinden ayrılan Mahir Güven'e görev süreleri boyunca yaptıkları katkılardan dolayı kendisine teşekkür etti. Yeni Meclis Üyesi Selim Fatih Kızıltan'a da hoş geldiniz diyerek kendisine Meclis Üyeliğinde başarılar diledi. Mete'nin Açılış konuşmasının ardından gündem maddelerine geçildi. Mart Ayı meclis toplantısı karar tutanaklarının kabulü, Mart Ayı yönetim kurulu faaliyet raporunun okunması ve kabulü, Mart Ayı gelir gider raporlarının, mizanın, bütçe izleme raporunun ve hesapları inceleme komisyonu raporunun okunması ve kabulü, Mart Ayı yönetim kurulu faaliyet ve hesaplarının ibra edilmesi gündem maddelerinin ardından, Gelen yazıların görüşülmesi ile Dilek ve Temenniler gündem maddesine geçildi.

Dilek ve Temenniler gündem maddesinde söz alan, Odamız Meclis Başkan Yardımcısı Şakir Öztürk, mayıs ayı itibariyle başlayacak olan 2025 yılı çay sezonu hakkında değerlendirmelerde bulundu:

Sayın başkan ve değerli hazirun hepinize saygılarımı sunuyorum. 2025 yaş çay sezonu mayıs ayı itibariyle başlayacak. Bu sezon don nedeniyle kısmen yanma gerçekleşti. Bu yıl geçen yıldan daha olumsuz bir sezon bizleri bekliyor diyebiliriz. Finansa ulaşım oldukça zor. Faizlerin %55 olduğu bir ortamda finansa ulaşım için KGF vb. bir destek oluşumuna ihtiyaç var. Sezona hazırız. Fabrikalarımız mayıs çayını alacak. Tabii ki ÇAYKUR da alacak. Ancak 2. ve 3. sürgünde ne olur onu bilemiyoruz. Özel Sektörün elinde geçen yıldan kalma kuru çay stoğu mevcut. Bu stokları da eritemedik. Burada ÇAYKUR belirleyici olacaktır. 2. ve 3. sürgünde birçok özel sektör fabrikası alım yapmayacaktır. Çayın kalitesinin düşük olması da satışları etkiliyor. Geçen yıl 1 Milyon 450 bin ton yaş çay rekoltesi oldu. Bu yıl bu daha da azalacaktır. Diğer yandan kuru çay stoğu yıldan yıla artıyor. Kahveye olan yönelim de çay tüketimini azaltıyor. Sektör bir çıkmazda. Ya elimizdeki çok kötü çayları, sektör paydaşlarının katılımıyla yapılacak olan bir çalıştay neticesinde, bozuk çayları yakarak devre dışı bırakacağız. Aksi taktirde 130-140 TL bazında açık çaylar discount marketlere satılacak gibi görünüyor. Bu sezon açıklanacak yaş çay alım fiyatına göre 20 ila 25 TL bandında bir fiyat olması durumunda, çayın çuvaldaki maliyeti 150-155 TL arasında. 20 TL de ambalaj maliyetini eklediğimizde 175 TL gibi bir rakama ulaşıyor. Bu şartlarda 130-140 TL bandında satılırsa çayın gerçek değerine ulaşabileceğini zannetmiyorum. Tabii burada en büyük darbeyi özel sektör alacak. Çünkü ÇAYKUR fiyatını 200 TL‘nin üzerine çıkardı. Özel sektör fiyatlarını bu rakamlara çıkaramadığı için bu durumdan zarar görecek. Faizlerin aşağı gelmesi beklentisi bizi ümitlendirmişti ancak maalesef küresel gelişmeler bu duruma engel olmuş durumda. Kısacası şartlar belirli oranda düzelmediği taktirde her geçen yıl daha kötüye gidecek gibi görünüyor. Bu sorunların çözüm durumu çıkarılacak olan bir çay kanununa dayanıyor. İnsanların çayı sadece Borsa üzerinden alması ile birçok sorun ortadan kalacak diyebiliriz. Tüm dünyada bu şekilde yürütülüyor. Ülkemizde bu uygulamaya geçildiği taktirde belli fiyat üzerinden ihale ile çay alımı yapılması gerekmektedir. Aksi durumda discount marketlerin düşük fiyatla kuru çaya ulaşımı piyasada rekabeti olumsuz yönde etkiliyor. Dolayısıyla özel sektörün elinde büyük oranda bir stok mevcut olduğundan yalnız mayıs ayında yaş çay alımı gerçekleştirilecek gibi görünüyor. Bu nedenle sezona girmeden önce Mayıs Ayı’nın ilk haftasında uygun olan bir günde sektör paydaşları ile bir toplantı yapmamız gerekiyor. Bu durum ticaret açısından büyük bir zorluk yaşatacaktır. Beni dinlediğiniz için teşekkür ediyor saygılar sunuyorum.

Odamız Meclis Üyesi ve ÇAYKUR Genel Müdür Yardımcısı Zeki Karaoğlu da söz alarak 2025 yılı çay sezonu hakkında değerlendirmelerde bulundu:

Değerli başkanım değerli hazirun hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bu sezon geçen seneki rekolteye göre yaklaşık 150 bin ton daha düşük olacağını düşünüyoruz. Bu yıl tahminlerimize göre 1 milyon 320 bin ton civarında bir yaş çay rekoltesi gerçekleşecek. Bize göre çaydaki temel sorun çayın miktarı değil niteliğidir. Piyasada maalesef çaya belli katkılar eklenerek piyasaya sürülüyor. Gıda boyası, karbonat ve soda benzeri katkılar eklenerek piyasaya sürülen çaylar ile tüketilen çay miktarı azalıyor, ayrıca kalitesi de düşüyor. İşin üzücü yanı insanların damak tadının değişmesine neden olan bu yöntemler nedeniyle vatandaşımız kaliteli çayı beğenmiyor. Niteliği değiştirilmiş çayı arayabiliyor.

Biz ÇAYKUR olarak elimizi taşın altına koymuş durumdayız. Geçen yıl 3. sürgünde 296 bin ton yaş çay alımı gerçekleştirdik. Bunu sürdürülebilir görmüyoruz. Ancak bu sene çayın bir kısmı don nedeniyle yandı. Biz 1. sürgünde ne kadar çok yaş çay alırsak özel sektör de 2. sürgünde o oranda fazla çay almak durumunda kalacaktır. 3. sürgün muhtemelen çayı yine büyük oranda biz alıyor olacağız. İlk sürgünün randımanı daha yüksek olduğu için bizler de özel sektör gibi 1. sürgün çaya talibiz. Sonuçta biz özel sektör gibi tam anlamıyla ticari açıdan bakmak durumunda değiliz. Burada hassasiyet göstermemiz gereken konu gerçek çayı vatandaşımıza ulaştırmamız ve insanımızın gerçek çayı içmesini sağlamaktır. Ülkemizin 15 milyon nüfusluk bir kısmı kabul etmeliyiz ki yerli çayımızı tüketmiyor. Ama geri kalan 70 milyonluk nüfus bu çayı içiyor. Bu da yıllık yaklaşık kişi başına 3,5 ila 4 kilogram arasına tekabül ediyor. Bu da yine yaklaşık olarak 270-280 bin tonluk bir yaş çay demek oluyor. Bizle eğer 1 milyon 300 bin ton civarındaki yaş çayı halkımızdan alacaksak, buradan ürettiğimiz çay piyasaya yetmez bile. Ancak katkı maddeleri ile çayı çoğalmak yöntemi ile veya üretim atıklarından çay çöpü dediğimiz maddelerden üretilen çay ile bu rakamı artırdığınızda bizlerin elimizdeki gerçek çayı satabilme şansımız olmuyor. Düşük kaliteli katkılı çaya alıştırılmış vatandaşımız 2 numara çayı içtiğinde ağır geldiğini ifade edebiliyor.

Türk kültüründe kahve kültürü var ama yine de insanımız çay içiyor. Kahve ithalatı artmasına karşın çay ithalatı da belirli oranda mevcut. Bu açıdan kahve kültürünün varlığı ve tüketiminin artışı çay tüketimini etkin bir oranda düşürdüğünü söyleyemeyiz.

Odamız Meclis Üyesi Asım Çillioğlu söz alarak meclis üyelerine hitaben konuşma gerçekleştirdi:

Şimdi bir etki tepki meselesi vardır, bir sorumlu vardır, bir de suçlu vardır. Geçen dönem Ticaret Odasını eleştiriyordum. Diyordum ki mecliste Rize’nin en büyük ekonomisi olan Çay sektöründen kimse yok. Şimdi bir arkadaşımız meclis başkan yardımcısı. Ben Sayın ÇAYKIR Genel Müdürü Yusuf Ziya beye dedim ki neden ticaret odasında yoksunuz. Ticaret odasında olmanız gerekiyor. Genel müdür yardımcımız şu anda meclisimizde. Fakat burada anladığım şu, 2025’te Allah’ı da suçlayamayacağız. Çünkü rekolte az olacak. Buna rağmen yani şu da değil, “çay çok fazla oldu, biz bunun sonucunda ne yapacağız?”.

Burada sorunlar belli, problemler belli, ama suçlu yok. Kim suçlu? Geriye iki kişi kaldı. Bir tanesi CHP, öbürü de Asım Çillioğlu olarak ben. Ben özür diliyorum, kusura bakmayın. Çayın bu kötü gidişinden dolayı elimden hiçbir şey gelmiyor. Hiçbir şey yapamıyorum. Yani biz bunu cumhurbaşkanımıza anlatamıyoruz. Bakan beye anlatamıyoruz. Bütün organlara anlatamıyoruz. ÇAYKUR’a destek olamıyoruz. Yasayı çıkartamıyoruz. Ama suçlu da yok. Bu da çok güzel. Şöyle bir CHP ile ilgili bir örnek vereyim. Birgün milletvekilleri Rize’ye geldi. Bilmiyorum size geldiler mi sayın gelen müdürüm. Bana geldiler. Bana milletvekili sordu. Dedi ki çay nasıl düzelir. Ben kendisine anlatmaya çalışırken bana ısrarla çay nasıl düzelir diyor. Ben tekrar anlatıyorum. “Çay nasıl düzelir?” diye soruyor. Benim şimdi ona şunu dememi bekliyordu. Cumhurbaşkanımız yanlış yapıyor, veyahut özel sektör hatalı veya tarım politikamız şu gibi eleştiri yapmamı bekliyordu. Ben ona çözümleri anlatırken en son dedim ki “Sayın milletvekilim çayın sorununu iki kelime ile çözebilseydik, iki kelime ile ben size bunu anlatabilseydim, zaten bunu çözerlerdi”. Bu komple bir olay, bu bir ekip işi. Borsanın da bununla ilgili halen bir programı yok. Öneri sunuluyor mayıs ayında borsada toplanalım ne yapacağız diye, nasıl çözeceğiz diye konuşalım şeklinde. Rize’de ve ülkede şu anda zaten sıkıntı var. Özel sektör almazsa 3. sürgünde zaten Çaykur da zorlanacak. Belki diyeceksiniz ki bize bu sezonda odun vermeyin, çayınızı seçin. Bu da, rekolte olarak yaş çay olarak bir 300 bin ton eksik alırsanız, otomatikman 300 bin ton kadar yaş çay bedelinin Rize’ye eksik girmesine sebep olacak. Bu da tabii ciddi bir vaka. Önümüzdeki sezonun çok daha sancılı geçeceğinden endişe duyuyorum. Ben kendi adıma iki dönemdir ticaret odası meclisindeyim. Bu iki dönem içerisinde bir şey yapamadıysam, çünkü hep kötüye gidiyor. Ben kendi adıma özür diliyorum. Kusura bakmayın. Bunun hakkında bir makale de yazacağım. Toplumdan, halkımızdan özür dileyeceğim.

Amacımız bağcıyı dövmek değil. Biz sorun nasıl çözülür onu istiyoruz. Biz bu ülkenin bir ferdiyiz. Başka ülkemiz yok. Başka gideceğimiz bir yerimiz yok. Onun için sadece düzelsin diye söylüyorum. Bu çok ciddi bir mesele ben en son 4 tane gıda fuarına katıldım. Yurtdışında çayın tüketilmesi ve kahve tüketiminin yaygınlaşması, çayın yanlış demlenmesi gibi birçok konunun çözümlenmesi gerekiyor. Bütün Rize’deki paydaşlar taşın altına elini sokmak zorunda. Bir kere çay kanunu çıkarılmadıktan sonra çözümü kimse aramasın. Çay kanunu çıkarılamıyorsa, bunu da birileri anlatamıyorsa, o zaman burada ihmal vardır, hata vardır, kasıt vardır veya başka bir şey vardır.

Meclis Başkanı Ahmet Arif Mete çay konusunda değerlendirmelerde bulundu:

Birkaç yıl önce benzer durum yaşadığımız bir süreçte uygun maliyetli kredi çözümleri ile sorun ortadan kalkmıştı. Bu dönemde de böyle bir çözümle sorunu belli oranda ortadan kaldırabiliriz.

Yönetim Kurulu Başkanı Şaban Aziz Karamehmetoğlu Dilek ve temenniler gündem maddesinde yönetim kurulu faaliyetleri hakkında bilgi vererek ilimizde devam eden projelere ve gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Değerli divan ve meclis üyeleri hepinizi saygıyla selamlıyorum. Öncelikle sayın Meclis Üyemiz Mahir Güven beyefendiye meclisimize katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Yeni Meclis Üyemiz Fatih Kızıltan kardeşime de meclisimize hoş geldiniz diyorum. Umuyorum ki siz de meclisimizde çok değerli katkılar sağlayacaksınız.

Organize sanayi bölgemizde ikinci etap kamulaştırma çalışmalarımız tamamlandı. Şu anda altyapı ihalesi için çalışmalara başlayacağız. Bakanlıkla yazışmalarımız devam ediyor. Önümüzdeki hafta bakanlıktan temsilci gelmek suretiyle bir çalıştay daha yapacağız. Sayın valimizin de bakanlık nezdinde yoğun uğraşları var. İnşallah altyapı ihalemizi de yapıp parselleri vermeye başlayacağız.

Şimdi malum bu son günlerde sisli bir hava var. Havayolunda ulaşım konusunda ciddi sıkıntılarımız var. Bu sadece bizde değil Trabzon’da da ciddi aksamalar var. Bugün Havalimanı müdürüz ile de bir görüşme gerçekleştirdik. Sağolsun kendisi bizleri ziyarete gelmişti. Buradaki mevcut olan otomatik indirme cihazların kurulumunun tamamlandığı, denemelerinin yapıldığını ifade ettiler. Henüz resmi veriler geldikten sonra devreye alınacağını ifade ettiler. Özet olarak hopa tarafından inişteki 700 feet olan görüş mesafesi bu cihazın devreye girmesi ile 350 feet’e kadar inebiliyor. Metre hesabıyla 120 metreye kadar inebiliyor. Bu aşamada pilot devreden çıkabiliyor. İniş otomatik olarak gerçekleşebiliyor. İnşallah en kısa zamanda bahse konu cihaz devreye girmiş olur. Bu bilgiyi de sizlerle paylaşmış olalım.

Şehir hastanesi inşaatımız hızla devam ediyor. Şu anda temellerin dökümü devam ediyor. Temelden yaklaşık olarak 56 bin metrekare alan üzerine oturan hastanemizin üstyapısı ay sonu itibariyle başlanması planlanıyor. Deprem izolatörleri projeye göre imal edilip gönderiliyor. Bu ay sonuna kadar gelmesi bekleniyor. Üst yapı için 8 adet kule vinç kuruluyor. Hızlı bir şekilde yürütülecek. Temeldeki forekazık işlemleri de bitti diyebiliriz. Hastanenin mühendisi bizi ziyaret etti. Bazı paylaşımlarda bulundu. Kendisi Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı üzerine inşaat tamamlanana kadar Rize’de ikamet edecek. Günlük 10 bin adet araç trafiği olması planlanan Hastane projesi içerisinde 1 adet cami, 1 adet otel, bir mini alışveriş merkezi, 6 adet eczane, 2 adet kafe, 2 adet restoran, 1 adet market olmak suretiyle çeşitli ünitelerin yer aldığı bir projeden bahsediyoruz. Bu yapılar deniz tarafında planlanmış durumda. Birkaç konuda fikrimizi aldı. Bizlerde dilimiz döndüğünce ifade ettik. Muhtemelen önümüzdeki ayın ilk haftası bölgeyi ziyaret edeceğiz. Birlikte değerlendirmelerimizi yapacağız. Neticede hastanemizle birlikte ilimiz o bölgede ciddi bir altyapıya kavuşmuş olacak. Proje şu aşamada Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 1053 yataklı olarak inşa edilecek.

Lojistik Merkez Projemiz planlandığı şekilde devam ediyor. Rize-İspir- Erzurum yolu üzerindeki Kırık ve Dallıkavak Tünel Projeleri, biri önümüzdeki ay diğeri de yıl sonuna kadar tamamlanacak şekilde hızla devam ediyor. İnşallah Lojistik merkezin tamamlanması ile birlikte bu yollar tamamlanarak devreye girecektir.

Geçtiğimiz hafta Ankara’da Karadeniz Bölgesi Odalar ve Borsalar toplantısını gerçekleştirdik. Oda ve borsa başkanlarımızın tamamına yakını toplantıya katıldı. Başkanlarımızın ortak bir şekilde hemfikir oldukları en büyük sorun finansmana erişimin zorluğu konusu idi. TOBB olarak KGF üzerinde bir Nefes Kredisi hazırlığımız vardı. Burada Merkez Bankası ve Maliye Bakanımız da bu çalışmaya olur vermişti. Geçtiğimiz hafta başında ilan edilecekti. Ancak küresel bazda ve ülkemizde yaşanan gelişmelerden sonra beklemeye alınmak durumunda kaldı. Selektif kredi konusunda bakanımızın pek sıcak bakmadığını da ifade etmek istiyorum.

Çay konusu tabii ki ilimiz açısından hepimiz için önemli. Bu sene tablo özel sektör açısından geçen yıla göre daha ağız. Çünkü özel sektörün elinde ciddi manada kuru çay stoğu mevcut. Bazı özel sektör firmaları alım yerlerinin bir kısmını açmama kararı almış durumda. Özel sektörün yapacağı hamle mali durumu yettiğince mayıs sürgününde yaş çay alımını gerçekleştirecek. 2. ve 3. sürgünlerde birçoğunun çay alım gücü olmayacak.

Bu aşamada ÇAYKUR’un en kısa zamanda kuru çaya zam yapması gerekmektedir. Bu şekilde belli oranda sektörün sıkıntısı hafiflemiş olur.

Tüm kurumlar çayın sorununun farkında. Ancak bir türlü aşama kaydedilemiyor. Maalesef sektörde ortak bir mutabakata varılabilmiş değil. Aslında çözüm yolunu bu durum tıkamış oluyor. Geçmişte Mayıs çayı 1 ay ile 40 gün arası sürdüğü yerde bugün elektrikli çay toplama makinelerinin piyasada yaygınlaşmasıyla çok kısa bir zamana inmiş durumda. Yaklaşık 10-15 günde toplanacak yaş çayın alımını yapacak bir kapasite kimsede yok. Ulusal Çay Konseyi toplantısında bu konuları masaya yatıracağız. Sonuç olarak tablo özel sektör açısından gittikçe ağırlaşıyor.

Dünyada ekonomi konusunda gündem çok farklı işliyor. Dünyada ticaret savaşları başlamış durumda. Özellikle Amerika ve Çin Rekabetine diğer ülkeler ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalıyorlar. Trump’ın elinde bir formül var. Burada ülkemiz %10’luk bir dilimde kaldı. Burada yapılan ihracat ve ithalat oranları üzerinden belirliyor. Diğer yandan ülkemizdeki gelişmeler hepimizin malumu. Bütün bu hadiselerden sonra orta vadeli programdaki enflasyon oranının 2,5 puan üzerinde kapatılması tahmin ediliyor. Önümüzdeki süreçte faizler artabilir de, sabit de kalabilir. Onu zaman gösterecek. Burada Çin Büyük oyuncu. İş gücü maliyetleri düşük. Ülkemize 2 büyük yatırım yapıyorlar. Samsun’da ve Manisa’da fabrika çalışmalarına başladılar. Bunun tehlikeli sonuçları da olabilir. Çin, Avrupa pazarına ulaşmak amacıyla bu yatırımları yapıyor. Ancak bu ters de tepebilir. Uzun vadede bize yaptırım olarak da geri dönebilir. Şu anda Çin’de satışa hazır olan araç sayısı dünyanın 3,5 yıllık araç ihtiyacını karşılayacak durumda. Dolayısıyla süreci yakından takip edeceğiz.

İstanbul’da yaşanan depremin ülkemiz turizmine olumsuz etkisi olabileceği öngörülüyor. İnşallah etkilemez. Turizm ülkemiz için büyük bir gelir kapısı. Ekonomi Bakanımız göre yaşanan gelişmelerin orta vadede ekonomik açıdan yıkıcı bir etkisi olmayacağı kanaatinde. Ancak siyasete ticareti karıştırmamak gerekiyor. Bu konuya da dikkat etmek gerektiğini düşünüyorum.

İnşallah ilimizdeki yatırımlar kısa zamanda tamamlanır ve Rizemizin çehresi değişir. Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.


Haber Galerisi

Konum
Telefon
WhatsApp